Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, 45 çocuğun cinsel istismara uğradığı Ensar Vakfı’nı “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz, ama öteki taraftan bunu yapan kişi için de sıfır toleransla hukuki açıdan bütün takibimizi yapıyoruz” sözleriyle savundu.
Bakan Ramazanoğlu’nun bu haliyle yeterince skandal olan sözlerinin bir diğer boyutu ise gerçeği yansıtmadığını ve ‘’bir kerelik’’ olmadığını , ülkemde ufak çocukların aynı vakıf yöneticileri tarafından geçmişten bugüne her daim tacize uğradığını biz zaten biliyorduk.
Kısacası Bakan’ın savunduğu Karaman’daki olay Ensar Vakfı’nın “ilk vukuat”ı değil.
Bakınız aynı Vakıf, 2008’de Çorum’da da yine çocuk istismarıyla gündeme gelmişti. 2008’de ortaya çıkan olayda, Vakfın Çorum Şube Başkanı olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Zekai İşler, iki kız öğrenciye tecavüz suçlamasıyla hapis cezasına mahkum edilmişti. Çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanan tecavüzcü 52 yaşındaki Zekai İşler hakkında iki yıl sonra, 2010’da bir dava daha açıldı. Bu kez bir başka kadın, “Zekai İşler 13 yaşımdayken bana da tecavüz etti” diye şikayetçi oldu. Çorum Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci bir dava açıldı. İşler 4 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu kaldığı süre ve mahkemedeki iyi hali nedeniyle de bir süre sonra tahliye edildi.
Çocuk Esirgeme Müdürü çocuk istismarından tutuklandı .. 33 yıl neden korudunuz?
Rize İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Rize İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ve Kızılay Rize Şube Başkanlığı görevlerini yürüten 56 yaşındaki Mehmet Nuri Gezmiş, küçük yaştaki 2 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla Ocak ayında tutuklanmıştı. Gezmiş, Ensar Vakfı Rize Şubesi Başkanlığı’nı yürütmüştü.
***
Basının yazdığı kaleme aldığı bir çok şey, kamu kurum yetkilileri tarafından şikayet ve suç duyurusu olarak kabul edilir ve yazılan konunun hakikati ve ortaya koyduğu belgeler üzerinden dikkate alınır ve daha sonra kurum içi soruşturmalar başlar.. Ben bu sefer çağrımı Basın Savcımıza yapıyorum.! Yanlış Anlamadınız Basın Savcımızı göreve davet ediyorum.! Tarsus’ta sayısı 45’e ulaşan gazetelerin hangisi çıkıyor, hangi basılı süreçlerde okurları ile buluşuyor, verilen dilekçelerde hangi nedenler ile baskı yapılmıyor araştırılsın istiyorum. Çıkmayan yayın yapmayarak okuyucu ile buluşmayan gazetelerin basın kanunu gereğince hangi yaptırımlarla cezalandırılması gerekiyorsa onu talep ediyorum. Emek edip gazete çıkaranlara yapılacak en büyük iyilik bu olacaktır. Bakınız sayın savcım sizlere sunulan dilekçelerde yayınlarını donduran kişi ve gazeteler sadece abonelik dönemlerinde yayın yaparak kurumlardan ve vatandaşlardan para topluyorlar. Bu konuda yeterlilikleri olmayan gazeteleri denetlemeniz ve neticesinde BASIN KANUNUN sunduğu yetkileri kullanmanızı sizden rica ediyorum.