CHP Tarsus İlçe Teşkilatı 17 Aralık Yolsuzluk olayları ile ilgili parti binası önünde üyelerle birlikte büyük tepki gösterdi.

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk olaylarını protesto eylemine CHP Tarsus İlçe Başkanı Ali İlk, İlçe yöneticileri, İl yöneticileri, Belediye Meclisi üyeleri, partililer ve basın mensupları katıldı.

Günün önem ve anlamı adına bir konuşma yapan CHP Tarsus İlçe Başkanı Ali İlk, açıklamasında şu görüşlere yer verdi;

17 Aralık 2013 sabahı…

Saat 06.30…

Türkiye’nin en büyük yolsuzluk operasyonlarından biri için düğmeye basıldı.

Evi aranacaklar arasında bazı bakanların çocukları da vardı. Ve biri, İçişleri Bakanı’nın oğluydu.

Mali Şube, soruşturmayı büyük gizlilik içinde sürdürmüştü. O kadar ki, operasyondan İstanbul Emniyet Müdürü’nün bile haberi yoktu.

Evlerin ve işyerlerinin basılmasından dakikalar önce Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç ile Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı, amirleri Hüseyin Çapkının kapısını çaldı. Emniyet  müdürü, mesai arkadaşlarını şaşkınlıkla karşıladı. İki Müdür, birazdan başlayacak operasyonu ayrıntısıyla anlattı.

İş, bir İranlı işadamının Türkiye’ye milyonlarca dolar döviz sokmasından kuşkulanılmasıyla başlamış, giderek dal budak salmıştı.

2012’de mahkemeden 3 ay süreyle dinleme izni almışlardı.

Tam 20 ay, bu dosya üzerinde çalışmışlardı.

Ve suç zincirinin ucunda, kendilerinin bağlı olduğu Bakan’a ulaşmışlardı.

Bu zamana kadar paralel diye bir şeyin varlığını çocuklarımız matematik terimi olarak anlıyorlardı,17 Aralık 2013’den sonra ise, siyasi bir örgüt haline dönüştürüldü tanımsız cemaatlere ise,  isim TAŞKİYELENDİ.

4+4+4 sisteminde  dahi paraleli çocuklara öğretemeyen öğretmenler,  AKP hükümetinin bu yapısal tutumundan sonra sonucu tartışılan şuralardan paralel varlığına dikkat mesajları verilerek ‘’Osmanlıca denilen algısız dile varlık oluşturmaya çaba gösterdiler’’

Asıl bu siyasi amaçla onaylanan yasalar Atatürk’ün devrim ve inkılaplarına karşı bir darbe girişimidir.

Osmanlıca HIRSIZ nasıl yazılır diye duruş gösteren Basına,  zorla getirilme kararı ile, iddianame oluşturuldu.

AKP hükümetine yakınlığıyla bilinen Ulusal bir gazetenin manşetindeki  bilgilere göre ,  17 Aralık operasyonunu yürüten Emniyet amiri Ardıç, Ergenekon, Şike ve Askeri Casusluk operasyonları olmak üzere çok sayıda baskına imza atmış ve zamanın BAŞBAKANI  tarafından konuşmalarda kendisinden övünçle bahsetmişti.

Ama aynı polislerce HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK diye, 17 Aralık Rüşvet operasyonuna el atıldığında  ise , aynı BAŞBAKAN bunlar devletin bekasına darbe girişimi yapmışlardır diyerek ,  17 Aralık yolsuzluk baskınını  yapan emniyet mensuplarını paralelci darbeciler  diye,  ötelemeyi de kendisine görev edinmiştir.

Bunlar bu ülkenin 12 yıllık karanlık iktidarının sahipleridir, yaptıkları yolsuzlukları da bu yollardan götürdükleri kanısındayız.

Aradan 1 yıl süre geçmiş olmasına rağmen , Buradan anlaşıldı ki ;  bunların hırsızlık anlayışı, sadece ayakkabı kutuları vurgunu değil, hak hukuk adalet üzerinden de yapılmaktadır. Bugün adaletsizlik gezi parkında canlarını yitiren ufacık yüreklerin çarptığı mahkemelerde dahi sürüyor, Berkin Elvan’ın evine götürdüğü ekmeğin vicdanını , Ali İsmail Korkmaz’ın dökülen kanlarının hesabını veremeyenler bugün her yerde bağımsız yargı naraları atmaktadırlar.

Bugün açılışta aldığı bahşişle keyifli canlı yayınlara imza atan  müdürlerin,  yargıtaya nasıl monte edildiğini de anlamakta zorluk çekiyoruz.

Avrupa Birliğinden her gün gelen uyarıları dikkate almayarak ve her konuşmasında kabadayılık yapan bir iktidarın dış borçlanmaları nasıl aşağıya çekeceği ise ayrı bir merak konusudur.

 

Bugünlerde yapılan operasyonların 17-25 Aralık’ı unutturmak ve üstünü kapatmak amacıyla yapıldığına dikkat vermenizi rica ediyoruz , “Çok iyi biliyoruz ki gözaltına alınanların bir kısmı 17 Aralık operasyonunda görev almış emniyet görevlileri, savcılar ve bunun üzerine giden gazetecilerdir. Dolayısıyla asıl iktidarın meselesinin kendisine yönelik yolsuzluk belgelerinin ortaya çıkaranlarla hesaplaşma olduğunu düşünüyoruz. Bizlere asıl düşen bunun takipçisi olmak. Bunu unutturmamak ve 14 Aralık 17 Aralık ilişkisinin ısrarla altını çizmektir.

Tarih sayfalarından 17 Aralık’ı çıkartmak isteyenler bu halkı yenemeyecekler ve 2015 genel seçimlerde bunların hesabını vereceklerdir ifadelerini kullanan ilçe başkanı İLK;

 

Konuşmasının devamında : Yapılanlara karşılık inatla önemli bir direnç gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

“İzin verirsek birer birer teslim aldığı bürokrasiden üniversiteye, polisten yargıya ve nihayet medyaya kadar geniş bir alanda sürekli bir baskı politikası adım adım uygulanıyor. Buralarda biz gereken direnci ortaya koymazsak yani sahip çıkmazsak birbirimize bu baskılar karşısında dik durmazsak evet ezilmeyi hak etmişiz demektir zaten.

Biz  CHP olarak , bunun böyle gelişmeyeceği kanısındayız. Tersine, bir direnç yükseliyor itirazlar yükseliyor ve insanlarda bir uyanıklık oluşuyor. Bu hem sokakta hem de sandıkta önemli yansımaları olacağına inanıyoruz.

17 Aralık operasyonlarının gölgesinde yapılan zorlama eğitim sistemleri ve hukuksuzca yapılan adalet atamaları , zannedildiği gibi zirveye doğru tırmanmak yerine , zirveden aşağı düşmektedir.

Bundan sonrasında da karşı konulduğu takdirde geri adım atacaklarını tahmin ediyor  ve bu karanlığın bir an önce aydınlığa çıkmasını temenni ediyorum.

Son olarak dün Mersin Büyük Şehir Belediyesi Zabıta ekipleri tarafından Basın’a yapılan saldırı olayını kınıyor ve sorumluların bir an önce cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum,dedi.

 

TARSUS GÜNDEM GAZETESİ