Tarsus’ta korku dolu yaz akşamları başladı.
Silah sesleri saatlerce sürerken küçük çocukların ise bu durumdan oldukça etkilendiği görüldü.
Düğün, evliliği kutlamak için düzenlenen törendir. Pek çok yerde evliliğin toplumun öteki üyelerince tanınması düğün yapılması¬na bağlıdır. Özellikle kırsal kesimdeki topluluklarda düğünler en önemli eğlence ve şenliklerdir. Hayatın önemli geçiş dönemlerinden biri de evlenmedir. Günümüzde düğünler, nikâhlar, nişanlar hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Evlilik müessesesinin kurulmasına atılan ilk adımdır. Düğünlerimiz yörelerimize göre farklılık göstermekte ve kutlamalarımıza yansımaktadır. Evliliğin başlangıcında yapılması gelenekselleşmiş olan düğün eğlenceleri her köyde, kasabada, şehirde farklılık göstermektedir.
Günümüz şartlarında çeşitli sebeplerle düğün eğlencelerine kan bulaşmakta, örf ve adet adına yapılan yanlışlıklar ölümlere ve yaralanmalara sebebiyet vermektedir. Mutluluk, kutlama ve gelenek adına yapılan mantık dışı hareketler düzenlenen günün anlamını yitirmesine neden olmakta, yeni acıların doğmasına zemin hazırlamaktadır. Düğün merasimine katılan tüm vatandaşlarımızın hayatı büyük bir tehdit ve tehlike altında kalmaktadır. Düğünlerde silah atma meselesi, toplumun bazı kesimlerince adeta bu merasimlerin nişanesi olarak kabul edilmekte, ama kimse tehlikenin farkında değil.
Özellikle düğün, şenlik, festival ve futbol müsabakalarının yoğunlaştığı dönemlerde, sevinç gösterisi olarak ortaya çıkan usulsüz silah kullanımı yaz aylarının gelmesiyle artan düğün törenlerinde baş göstermeye başladı. Uzun namlulu silahların bile kullanıldığı bu kutlamalarda tehlikenin büyüklüğü çocukların yüzünden belli olmaya yetiyor.
Düğünlere katılan aileler çocukları ve kendi can güvenlikleri için tedirginlik içinde olduklarını eğlenmek için gittikleri düğünlerin kabusa dönüştüğünü aktardılar ve yetkilileri bu konuda gerekli tedbirleri almaya çağırdılar.
Bir çok şehirde benzeri törenlerde sıkıntılar yaşanmış ve bir çok insanın yaralanması hatta ölmesine kadar giden durumlar meydana gelmişti.
Daha önce Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sağa sola ateş edip masum insanların ölmelerine veya yaralanmalarına yol açan maç ve düğün magandalarını yakacak örnek bir karar almıştı. Silahlı kutlamalar, ölüm ya da yaralama olmasa bile ‘‘tehlike suçu’’ olarak cezalandırılacağı belirtilmiş ve Yargıtay’da bu konu tartışılırken, İstanbul’da evinde otururken, maç kutlaması yapanların sokaktan attığı kurşunlardan ölenlerin, yaralananların durumu gündeme geldi. Bu suçun ‘‘tehlike suçu’’ olduğu ve toplumsal düşünülerek, mutlaka cezalandırılması gerektiğine karar vermişti.
Tarsus’ta başı boş şekilde taşınan ve ruhsatlı olup olmadıkları dahi bilinmeyen ateşli silahlar hakkında kimin ne şekilde önlem alacağı ise ayrı bir merak konusu olmaya başladı. Hapis cezalarının dahi uygulandığı yönetmeliklerin tehlike saçan vatandaşa nasıl uygulanacağı ise ayrıca tartışılıyor.
İŞTE O MADDE.!
İşte TCK’nın 264/7 maddesi Her kim korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde her ne amaç ve nedenle olursa olsun, meskûn bir yerde veya çevresinde veya özel veya resmi veya genel yapılara ya da her türlü taşıt araçlarına veya halkın toplu olarak bulundukları diğer yerlere silahla ateş ederse, eylem başka bir suçu oluştursa bile ayrıca 2 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasıyla cezalandırılır.
TARSUS GÜNDEM / CİHAN KEZER
BÖLGESEL
3 gün önceBÖLGESEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceBÖLGESEL
11 gün önceBÖLGESEL
11 gün önceBÖLGESEL
12 gün önceBÖLGESEL
12 gün önce