Son dönemlerde kentte Sağlık konusunda ciddi sorunların yaşandığını iddia eden vatandaşlar , gazete yetkililerine ulaşarak konuların gündeme getirilmesini ve çözüm üretilmesini istediler.
Özellikle Tarsus’ta yaşandığı iddia edilen çocuk ölümleri hakkında ciddi kamu oyu oluşmuş ve vatandaşlar sağlık konusunda ciddi sıkıntıların olduğunu daha yüksek sesle dile getirmeye başlamıştı.
Yaptığımız haberlerinde kamu oyunda ses getirmesi sonrası Kaymakamlık yazı işlerince yayınlanan basın bildirisinde Çocuk Ölümleri hakkında bilgiler verildi, verilen bilgilerde daha önceki yıllara göre yaşanan çocuk ölümlerinin i bu yılın istatistik verileri açısından korkulacak boyutta olmadığı anlatıldı.
Sağlık Bakanlığının Bebek ölümlerini en aşağı seviyelere indirme çabasının da sürdüğünü dile getirilen açıklamada 2012 yılında doğan 6031 bebekten 51 bebeğin, 2013 yılında doğan 5981 bebekten 64 bebeğin, 2014 yılında doğan 6224 bebekten, 2015 yılında doğan 6548 bebekten 57 bebeğin, yaşamını yitirdiği belirtilmiştir.
2016 yılı verilerinin de aktarıldığı bilgilerde , Ocak ayında doğan 588 bebekten 11’nin hayatını kaybettiği , Şubat ayında Tarsus Toplum Sağlığı Merkezine atanan Dr. Fusün Kaleli’den sonraki Şubat ayı sonrasında ise 21 bebek ölümünün daha gerçekleştiği aktarılmıştır. 2016 yılı ilk 5 ayında 2560 bebeğin doğduğu, yaşamını yitiren toplam bebek sayısının da 32 olduğu bildirilmiştir.
Bebek ölümlerinin istatistiklerinin yıl sonunda daha kesin sonuç vereceğinin de anlatıldığı bildiride , oranların değişken olabileceği , ilk 5 ayda elde edilen verilerin ölümlerde artış olarak algılanmamasını anlatıldı.
Ayrıca İl Sağlık Komisyonun Bebek Ölümlerini basamak basamak ele aldığı , yapılan tetkikler ve muayenelerin sonuçlarının değerlendirildiği ve çıkan aksaklıkları rapor ettiği yönünde bir resmi prosedürün olduğunu da ifade eden Bilgi notunda ilk 5 ayda yaşamını yitiren bebeklerde henüz şüpheli ölümlerin yaşanmadığı ifade edildi.
BEBEK ÖLÜMLERİ NEDEN MEYDANA GELİR
Bebek ölümleri kamu sağlığının önemli bir göstergesidir. Yüksek bir oran , yetersiz düzeyde koruyucu sağlık hizmeti, düşük eğitim düzeyi, dengesiz gelir dağılımı, çevre kirliliği, gürültü gibi elverişsiz sosyo-ekonomik göstergelerin varlığına işaret eder.
HABER: Cihan Kezer
BÖLGESEL
3 gün önceBÖLGESEL
10 gün önceBÖLGESEL
13 gün önceGENEL
13 gün önceBÖLGESEL
17 gün önceBÖLGESEL
17 gün önceDÜNYA
17 gün önce