Lokman Hekim’in babası da hekimdir.
Ölmeden önce karısına; doğacak çocuklarının çok bilgili bir hekim olacağını, dünyada kimsenin onu geçemeyeceğini söyler. Kısa bir süre sonra da ölür. Çocuk doğar ve annesi tarafından adı Lokman konulur. Ancak Lokman büyüdüğünde okuma-yazmayı dahi çok zor öğrenir, bunun üzerine odunculuk yaparak evin geçimini sağlamaya başlar. Birgün yine odunlarını satmış, yorgun bir şekilde evine dönerken yolun ormanlık tarafında bir inilti duyar. Sesin geldiği yöne doğru gittiğinde burada üst tarafı insan alt tarafı yılan olan bir yaratığın yaralı olduğunu görür. Korkup geri döneceği sırada bu yaratık, korkmamasını, kendisine yardım etmesini, bu iyiliğinin karşılığını birgün mutlaka alacağını söyler. Lokman, şahmeranı kucağına alır ve onu, söylediği yoldan bir mağaranın önüne getirir. Şahmeran, bir şeyler fısıldayınca mağaranın kapısı açılır, kapıdaki kara yılan şahmeranı hemen saraya götürür. Çok güzel bir yer olan bu yerde, yılanların şahı kısa sürede iyileşir. Lokman da kırk gün bu sarayda kalır ve bu sürenin sonunda artık evine gitmek ister. Şahmeran, gördüklerini kimseye anlatmaması konusunda kendisinden söz ister ve ardından ölümünün bir insan elinden olacağını, bunu bildiğini, ölüm haberini aldığında nelerin yapılması gerektiğini, ayrıca neyin hangi hastalığa iyi geldiğini, ilaçların nasıl hazırlandığını Lokman’a tek tek anlatır, sonra da onu serbest bırakır.
Lokman evine döndükten sonra bambaşka bir insan olur, bütün zamanını okuyup yazmaya, yeni şeyler öğrenmeye ayırır. Aradan uzun bir zaman geçer. Şahmeran, sarayındaki billur suda evrenin güzelliklerini izlerken Tarsus padişahının kızını görür ve hemen o anda âşık olur. Yemeden içmeden kesilir. Günün birinde kızın hamama götürüldüğünü anlayınca onu daha yakından izleyebilmek amacıyla kendisi de gizlice hamama gider. Ancak hamamın ıslak mermerleri üzerinden kayıp düşünce kızın hizmetkârları tarafından fark edilerek göbek taşı üzerinde öldürülür. Şahmeranın öldürüldüğünü öğrenen Lokman Hekim, hemen hamama gelir. O sırada Tarsus padişahının hastalandığını, müneccim başının baktığı fallardan padişahın ancak şahmeranın etinin suyundan içerse iyileşebileceği haberini duyar. Vezir, şahmeranın olağanüstü güçlerini bildiği için padişah için gerekli ilacı kendisi hazırlamak ister, ancak asıl amacı zehirli kısmın suyunu padişaha içirmek, sonra da padişahın kızıyla evlenerek Tarsus’a hükmetmektir. Lokman da ilacı kendisi hazırlamak ister, sonunda bu görev padişah tarafından Lokman’a verilir.
Lokman,şahmeranın daha önceden kendisine anlattığı gibi cansız gövdeyi üçe böler, her parçayı ayrı ayrı kaynatır. Bu parçalar kaynarken her biri hangi hastalığa iyi geleceğini söylemeye başlar. Bu sırada vezir gelerek, insanlara olağanüstü güçler veren parçanın suyunu ister. Lokman, vezirin kötü niyetini anlar ve ona kuyruk suyundan verir. Vezir, bunu içer içmez ölür. Gövdenin suyunu kendisi içer, baş kısmının suyunu padişaha içirerek onun iyileşmesini sağlar.
Lokman, saraydan ayrılıp kırlarda dolaşırken birden çiçeklerin, bitkilerin dile geldiğini ve hangi hastalığa iyi geldiklerini söylemeye başladıklarını duyar. Lokman, bütün bunları defterine geçirince dönemin en iyi hekimi olur.