Tarsus’un tanınmış avukatlarından Hicabi  Öksüz, Ak parti ilçe
Teşkilatı’nda düzenlenen törenle Ak Parti’ye katıldı.

 

Uzun yıllar Milliyetçi Hareket ile birlik olan iş adamları, bürokratlar ve hukuk adamları bir bir AKP’ye geçmeye başladı. Özellikle Avukat Hicabi Öksüz’ün de Akp’ye katılmasına kızan Ülkücüler ve Mhp  teşkilatına da sitem etti.

 

Diğer yandan Artık partilerinde kesinlikle devşirme siyaseti güdülmemesi gerektiğini savunan ülkücü ve milliyetçi taban, Cefayı bizler çekiyoruz,Sefayı bu partide sözü olmayanlar  yani makam mevki derdine düşenler sürüyor, diyerek tepki gösterdiler ve bazı isimler sosyal medya üzerinden eleştirilerde bulundular. Partilerine emanetçi olarak değil, her daim ev sahibi olup sahip çıkacaklarını dile getirdiler.

 

 
Mhp’de bunlar olurken Akp kanadında Mhp’den gelenleri bağra basma turları devam ediyor.

 

Haber: Gazetetarsus

 

Öksüz’e parti rozetini Ak Parti Tarsus İlçe başkanı Mehmet Yıldız taktı.
Başkan Yıldız, Hicabi Öksüz’e  hoş geldin  diyerek üyelik formunu
doldurdu ve daha sonra parti rozetini takarak tebrik etti.
Av.Hicabi Öksüz, burada yaptığı konuşmada, Ak parti’nin kendisinin
dünya görüşümü, bugün  hayata geçiren ve yaşatan tek parti olduğunu
belirterek, Ak Parti’ye katılma kararını aldığını belirti

 
Av.Hicabi Öksüz, konuşmasında şunları kaydetti:
‘’Şahsınız nezdinde başta Sayın Cumhurbaşkanım olmak üzere Sayın
Başbakanıma, Sayın Bakanlar Kurulu Üyelerime, Ak Parti Genel Merkez
yöneticilerime şahsımı Türkiye’nin yürüyen hizmet kervanı Ak Parti’ye
kabul buyurduğunuz için hepinize ayrı ayrı en içten teşekkürlerimi arz
ederim. 26 yıldır mensubu olmaktan onur ve gurur duyduğum Adalet
Kurumunun hassasiyetini ifade ederken hep ve daima “Adalet öfke de
götürmez, merhamet te götürmez” anlayışını kendime ilke edindim.
Neden ve niçin Ak Parti’ye katılma ve bu partinin bir neferi olma
kararı almak zorunda kaldığımı  ifade etmek istiyorum:
Öncelikle ifade etmek isterim ki aldığım bu karar kesinlikle bir öfke,
bir kızgınlık, bir husumet veya başka bir nedene dayanmamaktadır.

 

 
Tarih 7 haziran 2015:
Yapılan Genel Seçimlerde milletim bir koalisyon ve uzlaşı
hükümeti kurulması gerektiği yönünde siyasi partilerimize mesaj verdi.
7 Haziran 2015 tarihinde ülkemde Devlet otoritesi hakimdi, kamu
düzeni tamamen tesis edilmiş durumdaydı. Bu şartlar altında genel
seçime gidilmişti.

 
Ağustos Ayında Ak Parti-CHP arasında 35 gün süren istikşafi
görüşmeler sonunda koalisyon uzlaşması sağlanamadı.
Sayın Başbakanım tekrar MHP Genel Başkanı Sayın Devlet
Bahçeli’den randevu talebinde bulundular.

 
işte o gün; hayatımda beni ben yapan tek hasletim “empati”
yaparak, kendimi ruhen sayın Devlet Bahçeli’nin yerine koyarak;  adım
ve ruhum Devlet Bahçeli olarak duygu ve düşüncelerimi ifade etmek
istiyorum:

 
2 Eylül 2015 tarihinde ülkemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölgelerinde ardı ardına “öz yönetim”, “özerklik” açıklamalarının
peşine peşine geldiği, kurtarılmış mahalleler ilan edildiği, terörün
hortlatıldığı, devlete baş kaldırının mahalle mahalle, ilçe ilçe, il
il organize edilmeye çalışıldığı, şehit cenazelerinin ardı ardına
geldiği, şehit ve gazilerimizin kanlarının döküldüğü bu kara günde her
fırsatta Devletin Bekasını, ülkenin bölünmez bütünlüğünü, üniter
devlet yapısını savunan bir ideoloji partisinin Genel Başkanı olarak;
Herkesin tırnağını taşın altına sokmaktan kaçındığı ve kaçınacağı o gün;
“Gövdemi kayanın altına sokmam gerektiğinin vebali, sorumluluğu
ve bilinci ile” hiçbir bakanlık beklentisinde olmadan, hiçbir
hesap-kitap içerisinde olmadan, 7 Haziran’da deklare ettiğim 4 maddeyi
bir kenara bırakarak; Ülkem için, Devletim için, Milletim için;
Kayıtsız ve şartsız koalisyon hükümetine “ Evet,varım“ derdim.

 
Takdir edersiniz ki; nasıl ki bir evlilik eşlerin karşılıklı
fedakarlığı ve anlayışı ile yürüyorsa, nasıl ki bir şirket veya işyeri
ortaklığı dahi ortakların karşılıklı fedakarlığı ve anlayışı
içerisinde yürüyorsa; Devletin bekası ve devamı adına, ülkemin
bölünmez bütünlüğü adına, üniter devlet yapısının korunması adına
böyle davranırdım, davranmak zorundaydım.

 
Ama Sayın Cumhurbaşkanımın ifade ettiği ve her fırsatta takdir
ettiğim bir veciz sözünü tekrar ifade etmek istiyorum:
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun da, Sayın Bahçeli’nin de ülkeyi yönetme
derdi yok, İktidar olma sorumluluğu alma derdi yok yok yok !”
Gerçekten tarih bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanımı haklı
çıkarmıştır. Gerçekten bir kez daha Sayın Devlet Bahçeli’nin bu
davranışı ile “olmaz ve hayır” cevabı ile ülkeyi yönetme sorumluluğu
alma derdinin olmadığı bir kez daha tescil edilmiştir.

 
2 Eylül tarihinden itibaren 3 ay süresince her gece saat 02:00 de
yatağımdan kalkıp ofisime geçtim. Saatlerce gecenin sessizliğinde
“vicdanımla baş başa kalarak” vicdani hesaplaşma içerisinde 3 ay süren
bu zorlu sürecin ardından net, kesin ve geri dönülmez kararımı verdim.
“Ak parti benim dünya görüşümü, milliyetçilik ,muhafazakarlık ve
islam davası” görüşümü bugün  hayata geçiren ve yaşatan tek partidir
dedim ve Ak Parti’ye katılma kararını aldım. Bu kararı almam ve Ak
Parti’ye kabul edilme sürecinde her türlü desteğini esirgemeyen can
yoldaşlarım sayın Mustafa Dönmez ve sayın Nihat Doğan’a huzurlarınızda
bir kez daha en içten duygularla teşekkür ediyorum.

 
Milliyetçilik kavramı benim için  “Bir kimsenin kendisini aidiyet
hissi ile aidiyet duygusu ile mensubu kabul ettiği milletin, dünya
milletlerarası medeniyet ve refah yarışında bir adım önde olma
mücadelesidir”, bir ırkçılık değildir, etnik köken ayrımı asla
değildir.
Bir kürt kökenli kardeşim de, bir Arap kökenli kardeşim de eğer
kendisini bu aziz milletin bir mensubu olarak hissediyor ve kabul
ediyorsa bu ideal uğruna tüm gücünü sarfediyorsa – ki yüzyıllardır hep
kabul etmiştir- milliyetçilik işte budur.

 
Örneğin 1945 yılında iki büyük kenti Hiroşima ve Nagasaki atom
bombası yemiş, yerle bir olmuş Japonya 1990 yılında dünya otomotiv ve
elektronik devi olmuşsa sebebi Japon milliyetçiliğidir, bir japona
“nerelisin?” diye sorduğunuzda “göğsünü gere gere “japan” der.
Yine 1951 yılında Kore savaşlarında – Kore savaşı şehitleri ve
gazilerimiz vardır- yerle bir olmuş, yek ekmeğe muhtaç kalmış Güney
Kore; 1990 yılında otomotiv ve elektronik devi olmuşsa sebebi Kore
milliyetçiliğidir, bir güney Koreli’ye “nerelisin?” diye sorduğunuzda
“göğsünü gere gere “korea” der.

 
Yine ikinci dünya savaşında ağır darbe almış Almanya bugün
dünya ağır sanayi devi ise sebebi alman milliyetçilidir, bir Alman’a
“nerelisin?” diye sorduğunuzda “göğsünü gere gere “German” der.
Ak Parti’nin milliyetçilik görüşü benimle tıpa tıp aynıdır.
Benim görüşümü tıpa tıp yansıtmaktadır.

 
Türkiye Cumhuriyeti’nde İslam Davasını  savunan, icraatlarıyla
hayata geçiren tek parti Ak Parti olmuştur. Bugün mahkeme kalemlerinde
görev yapan zabıt katibi bacılarım, hakim kürsüsünde görev, yapan
hakim bacım türbanı ile görev yapıyorsa bu Ak Parti’nin en önemli
icraatıdır; din ve vicdan hürriyetinin anayasal teminatını hayata
geçirmesidir . Bu sürece kolay gelinmemiştir, karlı dağlar aşılarak ve
darbe planları bozularak gelinmiştir.

 
Bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinde terörün kökünü kazımak
adına cefakarca kanıyla canıyla mücadele eden önünde saygıyla eğilesi
Mehmetçiklerimize ve polis memurlarımıza Allah’tan yardım,  inayet ve
zaferler diliyorum. Ama unutulmasın ki bu mücadelenin arkasında
kocaman ve her türlü desteği sınırsız bir şekilde sağlayan siyasi
otorite, tek parti iktidarı, ak parti iktidarı vardır.

 
Zamanınızı daha fazla almamak adına, Ak Parti’nin
sayılayamayacak kadar çok çığır açan, çağ atlatan uygulamalarından ve
icraatlarından sadece ve sadece belki sizin için “hiç”, benim için ve
meslektaşlarım için “herşey” demek olan bir icraatı sizinle paylaşmak
istiyorum:

 
Uyap sistemi: ulusal yargı ağı projesi sistemi:
01 şubat 1990 tarihinde mesleğe başladım. Uyap sisteminin hayata
geçirildiği 2005 yılına kadar  yaşadığım sıkıntıyı sizinle paylaşmak
istiyorum:

 
Düzce’de bir davaya bakıyordum. Dosyaya bilirkişi raporunun gelip
gelmediğini öğrenmek için yaşadığım 5 sıkıntıyı ve engeli teker teker
Sıralayacağım:

 

 
1-Adliye Santral görevlisi telefona bakacak mı?
2-Mahkeme kalemini bağlayabilecek mi?
3-Mahkeme kaleminde Telefonun ahizesini kaldıracak bir memur olacak mı?
4-Memur Acaba “Ben sizin avukat olduğunuzu nereden bileyim, biz
telefonda bilgi vermiyoruz mu “diyecek,
5-En önemlisi “Acaba verdiği bilgi doğru mu, yanlış mı olacak,
acaba beni yanlış yönlendirip uçuruma mı atacak, yoksa doğru
yönlendirip adalete katkı yapmamı mı sağlatacak”

 

 
Bugün 2006 yılında hayata geçirilen Uyap sistemi sayesinde kimseye
rica ve minnet etmeden, kimseden yardım istemeden, kimseye boyun
eğmeden bilgisayarda birkaç tuşa basarak istediğim dosyamın istediğim
bilgisine hem de “en doğru ve resmi” şekilde ulaşabiliyorum, benim
için bundan daha iyi bir hizmet imkanı sunulamaz.
Yine adıyla özdeşleşmiş bir anlayışıyla“ Adalet ve Kalkınma
partisi” olarak eskiden “mezbele” “merdiven altı” yerlerde hizmet
vermeye çalışan adliyeler bu iktidar sayesinde adına ve şanına yakışır
“saray”lara taşındı.

 

 
Önceki binamızda 20 m2 lik bir odada 6 mahkeme kalemi ve 24
memur arkadaş; 6 m2 lik bir odada iki savcı, iki hakim  görev
yapıyordu. Memur arkadaşımın psikolojisi bozulmuştu, ister istemez
çalışma ortamının yarattığı sıkıntıdan gün geliyor o benim, gün
geliyor ben onun kalbini kırıyordum. Yine 6 m2 lik bir oda içerisinde
görev yapan iki savcımızdan birisi;  bir cinsel suç mağdurunun
ifadesini alırken, aynı odada diğer savcımın ifade aldığı yağma veya
hırsızlık zanlısı cinsel suç mağdurunun mahremiyetini duyuyordu,
duymak zorunda kalıyordu.

 

 
Bugün Adalet Sarayımız gerçekten adına ve şanına yakışır bir
binada hizmet veriyor. Katkısı olan  başta Sayın Cumhurbaşkanım,
Başbakanım, Adalet Bakanım olmak üzere herkese şahsım ve mensubu
olduğum Adalet Kurumu personeli adına teşekkürü bir borç addediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle tekrar beni onurlu günde yalnız
bırakmadığınız için hepinize ayrı ayrı en içten duygularımla
teşekkürlerimi arz ediyor, isimlerinizi altın harflerle ve silinmez
kalemle yüreğime kazıdığımı ifade ediyorum. Hepinize saygılar
sunuyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun, Allah’a emanet olunuz! ‘’

 

Haber/Foto Kaynak: http://www.gazetetarsus.com/haber-ak-partiye-supriz-katilim-44036.html