19 Şubat 1932’de 14 il merkezinde açılışı yapılan halkevleri, birkaç ay sonra 24 Haziran’da 20 merkezde daha açılmış, daha sonra da birçok il, ilçe merkezi ve kasabalarda açılmaya devam etmiş ve 1951′de Demokrat Parti iktidarınca çıkarılan bir yasayla Halkevleri kapatıldığında 478 Halkevi, 4322 Halkodası bulunmaktaydı.
İşte Tarsus Halk Derneği de böyle bir akımın sonucu kurulmuş ve bünyesinde üst düzey eğitimciler,avukatlar,doktorlar bulundurmakta. Halk derneği ne kadar büyür ve ne kadar gencin Cumhuriyet İdealleri doğrultusunda yetişmesine olanak sağlar bunun tüzük kongresinde , derneğin yol haritası açıklanınca göreceğiz.
1932 yılında kurulan ve 1940′lar da kurulan Köy Enstitüleri projesinin fikir babası aslında Atatürk’tür ve ilk uygulaması da Atatürk döneminde yapılmıştır. Cumhuriyet Halk Evlerinin temeli , Atatürk dönemindeki Cumhuriyetin gelişmesi yönünde çalışmalar yapan ülkenin her yanında görev alan eğitmenlerdir. İşte Tarsus Halk-Derneği’de böyle bir akımı 2016 yılında yapacağı Tüzüklü Olağan kongresinde gündemine alacak ve şubeler açacak.
Bu kongrenin tarihi henüz belli olmamışken, Tarsus Halk Derneğinde panoda rastladığımız , 1928 yılı doğumlu ve Halk Derneği üyesi Mehmet Dinek adlı üyenin, Halk Evleri döneminde 258. Üye olduğuna dikkat ettik. Merakımızla başlayan sohbette dernek kurucu başkanı emekli eğitimci Abdulhalik Akataş bu kimlik kartının sahibi Mehmet Dinek hocamız halen hayatta ve derneklerinin aktif üyesi olduğunu aktardı. Ve istediğimiz zaman kendisiyle de özel bir röportaj yapabileceğimiz yönünde nazik bir teklifte bulundu.
Abdulhalik Akataş , kurdukları Tarsus Halk-Derneğinin Atatürk’çü bilimsel yolculuğun yarınlara taşınması adına destek olmaya gayret edindiklerini aktardı.
Halk Evleri gibi dönemin önemli kuruluşlarında ‘’ Atatürkçü eğitim öğretimin merkezinde akılcılık ve bilimsellik vardır. ‘’ diyerek söze başlayan Abdulhalik Akataş ‘’ Ayrıca Atatürk genç kuşakların Türk ulusunun kültür kökleriyle beslenmesini, tarihini çok iyi bilmesini ve diline, Türkçeye büyük önem vermesini istemiştir. Bu nedenle Atatürkçü eğitim her şeyden önce Türkçedir. Eğitim, uygulamalıdır, pratiktir, halkı bir an önce içinde bulunduğu her türlü cehaletten kurtarmaya yöneliktir. Çok yönlüdür. Ezberci değildir. Atatürk kendi kültür köklerinden beslenen genç kuşakların çağdaş uygarlığın gelişimine katıda bulunacak kadar iyi bir eğitim öğretim görmelerini amaçlamıştır. Bunun için de eğitimin mutlaka laik ve bilimsel olması gerektiğini ifade etmiştir. Atatürk döneminde okullarda okutulan ders kitapları bugünkü ders kitaplarıyla karşılaştırılacak olursa o dönemdeki kitapların çok daha bilimsel, hatta çok daha demokratik oldukları görülecektir. Örneğin Atatürk’ün ders kitaplarında tüm dersler akla ve bilime uygun olarak anlatılmıştır. Öyle ki Evrim teorisi bile yer almıştır. Hem de bütün ayrıntılarıyla… Ayrıca Atatürk’ün ders kitaplarında dincilik ve ırkçılık da yoktur.’’ İfadelerini kullandı.
Müfredatın gün geçtikçe için boşaltıldığına ve Atatürk ve Cumhuriyetten uzak kaldığına da değinen Akataş ‘’ Bugün de yapılması gereken üç aşağı beş yukarı bu özelliklere sahip bir eğitim öğretim programı belirlemektir. Atatürkçü eğitim öğretim de “öğretmen” sistemin merkezindedir. Bu nedenle öğretmenlere çok büyük bir önem verilmiştir. Mümkün olduğu kadar öğretmenlere yüksek maaş ödenmiş, protokolde en yüksek mülki amirden sonra öğretmenlere yer verilmiştir. Maalesef 1950′lerden itibaren eğitimin laik ve bilimsel niteliği yavaş yavaş darbeler yemiş, eğitimin uygulamalı olmasına özen gösterilmemiş ve bugün eğitim işleri içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Reçete ortadadır. Atatürk’ün “Misak-ı Maarif” diye adlandırdığı eğitim devriminden yola çıkarak günümüzün koşullarına özgü çağdaş bir eğitim sisteminin kurulmasına büyük ihtiyaç vardır.’’dedi
Halk Evlerinde , karma ve her bakımdan çağdaş ve uygulamalı eğitim iç ve dış bazı çevreleri rahatsız etmiştir. İçeride Karşıdevrimin başladığı 1950′lerde Atatürk’ün akılcı,bilimsel, laik ve karma eğitimden geri adım atılması çerçevesinde Halkevleri gibi Köy Enstitüleri de kapatılmıştır. Halk Evleri, eğitimi sadece okulla ve öğrenciyle sınırlandırmayan, eğitimi adeta tüm halka yayıp bir yaşam biçimi haline getiren dünya çapında bir projeydi. Kültür, sanat, sanayi, tarım, spor, sağlık, kadın erkek eşitliği, kendi gücüyle, kendi emeğiyle üretme, el birliğiyle, toplumsal dayanışmayla kalkınma gibi geleceğin kalkınma, uygarlaşma modeli olan Halk Evleri eğer 1950′lerde kapanmasaydı bugün Türkiye’de insanları “Allah ile aldatmak” mümkün olmadığı gibi, bugün Türkiye bilimde, sanatta, sporda dünyayla yarışır konumda olur ve tarım başta olmak üzere hiçbir alanda dışa bağımlı hale gelmezdi.’’dedi.
Ayrıca Tarsus Halk Derneği olarak Atatürk’ün çağdaş eğitim sisteminin ülkeyi daha geniş ufuklara taşıyabileceğini aktararak Atatürk’ün 20 projesinin aslında bugünkü dünya ülkeleri tarafından uygulandığını dile getirdi.
İŞTE ATATÜRK’ÜN 20 PROJESİ.!
HABER/FOTO: CİHAN KEZER
GENEL
7 gün önceBÖLGESEL
9 gün önceGENEL
9 gün önceBÖLGESEL
13 gün önceBÖLGESEL
14 gün önceBÖLGESEL
14 gün önceBÖLGESEL
15 gün önce