Geçtiğimiz haftalarda bir tasarruf söz konusu oldu ve 4 yıl 8 aydır çalıştığım Tarsus Belediyesi bünyesinde ki görevlerimden karşılıklı olarak anlaşarak ayrıldım.

Bunu zaten şahsi sosyal medya hesabımdan yaptığım paylaşımla duyurmuştum.

Sayısız telefonlarla geçen 10 günlük sürede toplumun bana karşı gösterdiği itibara teşekkür ediyorum. Zaten belediye ile var olmadığımızı biliyorduk ama bu süreç bizim ne kadar güçlü olduğumuzu bir kez daha anlattı.

Süreç buraya evrilirken kulağıma şahsımla alakalı bir kötü sözün gelmemesi de ayrı bir parantez.

Çiğ yemedik, Allah’ta yedirmesin.

Telefon rehberimden olabildiğince belediye ile alakalı numara, belge, yazışma vs siliyorum.

Bugün whatsapp üzerinden bir haber atıldı. Mersin’de Kocamaz’a yakın bir sosyal medya gazetesi Ali Boltaç ile Ali Mahir Başarır görüşmesinde Başarır’ın Boltaç’a sessiz kalmasından bahsetmiş. Haliyle Başarır’a yakın isimlerin tasfiyesi noktasına değinmiş.

Bir gazeteci bakış açısı ile kaleme alınan bu yazıya elbette bir kelam edemem. Ancak hem basında bu haberi yapan arkadaşımız hem de kamu oyu bilmelidir ki, Ben ne Mahir Başarır’a yakın olduğum için işten çıkarıldım nede Vahap Seçer beni işten çıkarma talimatı filan vermedi.

Ben bana sunulan teklifi kabul etmedim. Anam aşağı babam yukarı pazarlığına soyunmadan haklarım karşılığında işimden ayrılmayı seçtim. Teklife sıcak bakıp maaşımdan daha fazlasını kazanabilirdim ama yapmadım.

Haluk Bozdoğan’ın seçim kazandıktan sonra yaşadığı İKTİDAR hırsı ve yanı başında duranların BAŞ olma kaygısı , Ali Boltaç ile birlikte kendini tekrar etmeye başladı.

Ağam siz, paşam siz deseydim bugün koltuğumda oturmaya devam ederdim.

Siz koltuk derdinde koşanlara bakınız..

Ben Ali Mahir Başarır geldiğinde ne yanına gittim, ne telefonla arayarak konuyu sordum.
Bu kentin Cihan Kezer’den , Ali Boltaç’ın yanındakilerin ne yaptığından daha önemli sorunları var.

Kalın Sağlıcakla.