Bir insanın Zikri neyse fikri odur derler…
Adam da müthiş bir ego var. Ya bakıyorsun Lazca bir şive ile Karadeniz aksanı konuşarak fıkra anlatmaya çalışıyor, yada bakıyorsun müthiş bir Ekonomist ağzıyla Mc Kenzie Modelini anlatmaya gayret ediyor.. Ama bunları başaramıyor tabiki.. Dikkatsiz ve konulara hakim olmadığı hemen anlaşılıyor. Konuları dağıttıkça dinleyenin ilgisi ve bu adam ne kadar başarısız bir konuşmacı demekten geri kalmıyor. Hatta bunu diyenler kendi seçmeni olsa bile.
Adamda Atatürk ve kurduğu sisteme müthiş bir kibir var. Sanki AKPARTİ CUMHURİYETİ Mersin Milletvekili sayın İlahiyatçı Prof.Dr Nebi Bozkurt gibi sözler kullanıyor ve konuştukça bizlerinde gerilmesine sebep oluyor. Ben sabır ettim sonuna kadar dinledim ve soru sormayı bekledim.. Ama olmadı tabi, orada bulunan AKP seçmeni bile dayanamayıp konuşmasının tamanlanması adına alkışla tempo tutunca bizimde sorular güme gitti.
Oysa bir soru sorma fırsatımız olsaydı bir sürü sürü soracak ve AKP’nin yenilikçi kadrosu hakkında bazı sorulara cevap bulmaya çalışacaktık. Ahmet Uzun’un yaptığı siyaseti ince eler sık dokurum takip ederim, çoğu zaman takdir etmem ama o gün toplantıya katılmamasını takdirle karşıladım..
Gelelim yeni yönetime, herkes eski kadrolardan birkaç kişinin yönetimde yer almasını bekliyordu,ama olmadı. Sistem değişime uğramışa benziyor. İlçe başkanı Mehmet Yıldız’ın dediği doğruysa AKP genel merkezi oy oranlarının düşük oluşunu göz ardı etmemiş. Başarısız bir sistemde eskiler gider yeniler gelir mantığını daha çok CHP’de görüyorduk, Şimdi buna aynı duyguyla bakılmasını şahsen yadırgadım.
Ben açıkça söylüyorum Kakun sülalesinden bir kişi, eski kadrolardan temel ilkelere sahip olan partici bir kişi ve Tarsus’ta sevilen her kesimin tanıdığı ALEVİ kesimden bir kişi alınabilirdi. Üstelik tam değişim demişken AK renginde değişim yaşanabilirdi.
Üstüne basarak ifade ediyorum, Nebi Bozkurt kesinlikle AKP kadrolarında siyaset yapabilecek bir kalitede siyaset adamı değil, usta ve alim müezzinliğe din adamlığına devam etmeli. Ama orada da bu dikkatsizliğini gidermezse arkasında namaz kılacak cemaati de kaybeder söyleyeyim.
***
kafamı kurcalayan ve beni ciddi şekilde rahatsız eden bir diğer konu ise Tarsus’ta ikili ilişkilerin siyasi kumpaslara alet ediliyor olması.. Herkes işini bitireceği adamı resmen araç olarak görüyor ve amacını bu şekilde yoluna sokmaya gayret ediyor. Bu ne kadar kötü bir alışkanlık haline dönüşmüş ki kimse kafasını kaldırarak yaratılan pisliğe bakmayı düşünmüyor. Sanattan anlayan adamların sayısı gittikçe azalan bir şehirde akşam 8’den sonra bir sosyal canlılık beklemek elbette saçmalık olur. Ben Şevket Can’a açıkça ifade ediyorum, Ruhsat vereceğiniz her iş adamı zata lütfen sanat ile ilişkili bir dayatma sunun. Belki o zaman şehir sosyalleşme yönünde değer kazanır ve kahvaltılı toplantıların dışında bir sosyalleşme mantığı gelişir. Yani sistem kurulmuş şehrin gelişimi açılış kapanış kokteyllerinde tartışılıyor ama iradede imkan yok.! Katkı yok sonuç yok.!
GENEL
8 gün önceBÖLGESEL
12 gün önceBÖLGESEL
12 gün önceBÖLGESEL
13 gün önceBÖLGESEL
14 gün önceBÖLGESEL
14 gün önceBÖLGESEL
14 gün önce